İran’ın askeri politikaları, son yıllarda dünya genelinde dikkat çeken ve tartışmalı bir konu haline geldi. Özellikle, İran’ın gerçekleştirdiği gece saldırıları ve bu saldırılarda kullanılan füzelerin ateşlenme saatleri, uluslararası kamuoyunun merakını uyandırıyor. Birçok uzman, bu durumun siyasi ve askeri yönlerini irdeleyerek, İran’ın askeri stratejisinin altında yatan nedenleri anlamaya çalışıyor. Peki, İran neden gece saldırı yapmayı tercih ediyor? Füzelerin ateşlenme saatleri gerçekten de bir tesadüf mü, yoksa stratejik bir tercih mi? Bu yazımızda, bu soruların yanıtlarını araştıracağız.
Iran’ın gece saldırılarını tercih etmesinin arkasında bir dizi stratejik faktör bulunmaktadır. Öncelikle, gece operasyonları genellikle düşmanların radar sistemleri ve savunma mekanizmaları için daha zorlayıcıdır. Gece karanlığında, füzelerin tespit edilmesi ve yönlendirilmesi daha zor olabilmektedir. Bu nedenle, İran’ın gece saldırıları, kendisine yönelik olası askeri operasyonları minimize etme çabasının bir parçası olarak görülebilir.
İkinci bir sebep ise psikolojik unsurlardır. Gece saldırıları, düşman üzerinde yaratılan sürpriz etkisiyle anlık bir panik yaratmayı hedefler. Düşmanın savunma mekanizmasını hızla aşmak ve ani bir yukarı yıllık saldırı ile savaş alanında üstünlük sağlamak, İran’ın bu tür stratejik hamlelerini anlamamıza yardımcı olur. Özellikle, İran’ın bölgede güçlü rakipleri olan İsrail ve Suudi Arabistan’a karşı gerçekleştirdiği saldırılar, bu unsurları daha görünür hale getiriyor.
Iran’ın füzelerinin ateşlenme saatleri öyle görünüyor ki tesadüflerden ibaret değil. Uluslararası güvenlik uzmanları, bu cümlede emosyonel bir araştırma yürütmeye başladıkça, belirli saatlerde ateşlenen füzelerin bir anlam taşıdığı sonucuna varıyorlar. Örneğin, İran’ın 2020’de gerçekleştirdiği saldırılarda, füzelerin ateşlenme saatleri Türkiye’deki savunma sistemlerini test etme amaçlı olduğu belirtiliyor. Bu tür saatlerde İran, havadan gelen intihar drone'larıyla da bu saldırılarını destekleyerek, düşmanın hem kara hem de hava savunmasını aşmayı hedefliyor.
Ayrıca, bazı uzmanlar bu saatlerin, İran için iç politikada bir mesaj verme amaçlı olduğunu da ifade ediyor. Yargılayıcı ve baskıcı sistemlerin gelecekteki doğrultusu için belirli göndermeler yaparak, hedefe atılan roketlerin saat diliminin seçilmesi, İran’ın kendi iç siyasetiyle de bağlantılı olabilir. Özellikle uluslararası yaptırımlar ve ekonomik zorluklar göz önüne alındığında, bu tür askeri göstergelerin içerdeki bazı gruplara ya da halka yönelik toplumsal bir moral kaynağı sağlamak amacıyla yapılmış olabileceği düşünülebilir.
Sonuç olarak, İran’ın gece saldırıları ve füzelerin ateşlenme saatleri, çok katmanlı bir askeri stratejinin sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Gece gerçekleştirdikleri saldırılar, sadece askeri bir unsur olarak değil, aynı zamanda psikolojik ve politik bir araç olarak da kullanılmaktadır. İran’ın bu tür eylemleri, uluslararası ilişkilerdeki dengeleri etkilemeye yönelik bir çaba olarak değerlendirilebilir. Dolayısıyla, bu durum bir tesadüf değil, aksine bilinçli bir stratejinin sonucudur. Gelecek dönemde İran'a yönelik askeri operasyonların ve saldırıların bu stratejiler üzerinden nasıl şekilleneceği ise merakla bekleniyor.