İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Bilim Kurulu, gerçekleştirdiği son toplantıda, İstanbul'un deprem riski konusunda dikkat çekici bir açıklamada bulundu. Uzmanlar, bilimsel verilere dayalı olarak şehrin hala ciddi bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu vurguladı. Türkiye'nin en kalabalık kenti olan İstanbul'un doğal afetlere karşı alacağı önlemler ve hazırlık süreçleri, halk sağlığı ve güvenliği açısından büyük önem taşıyor. Kurul, İstanbul’da yaşanan deprem riski arttıkça, bu konuda farkındalığın artırılması gerektiği noktasında hemfikir.
İstanbul, coğrafi konumu nedeniyle depremler açısından en riskli bölgelerden biri olma özelliği taşıyor. Geçmişte yaşanan büyük depremler, şehrin tarihi dokusunun yanı sıra, altyapısının da büyük zarar görmesine sebep olmuştur. İBB Bilim Kurulu, bu durumu unutmadan, şehirdeki mevcut yapıların dayanıklılığının artırılması gerektiğine dikkat çekmektedir. Uzmanlara göre, mevcut binaların sadece yüzde 30'u depreme dayanıklıdır. Bu durum, İstanbul'un her an bir depremle yüzleşebileceği gerçeğini gözler önüne seriyor.
Kurul, İstanbul'un deprem riski ile ilgili gerçekleştirdiği çalışmaları ve önerileri kamuoyuna duyurdu. İlk olarak, şehirde gerçekleştirilmesi planlanan kentsel dönüşüm projeleri hakkında bilgi verildi. Bilim Kurulu, kentsel dönüşüm seferberliğinin, İstanbul'un depreme dayanıklı hale gelmesi için en etkili çözüm olduğunu bildirdi. Binaların modernize edilmesi ve yeni yapıların depreme dayanıklı inşa edilmesi gerektiği konusunda ısrarcı oldular. Ayrıca, şehirdeki tarihi yapılar için özel koruma planlarının hayata geçirilmesi de büyük önem taşımaktadır.
İBB Bilim Kurulu, toplumun deprem konusunda bilinçlendirilmesinin önemini vurguladı. Yerel yönetimler, okullar ve sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparak toplumsal farkındalığı artırmayı hedefliyor. Okul çağındaki çocuklar, deprem sigortası, acil durum planları ve sığınakların kullanımı ile ilgili eğitimler almalı. Ayrıca, yetişkinler için de benzer seminer ve atölyelerin düzenlenmesi planlanmaktadır.
Kurul üyeleri, İstanbul'un deprem riskinin ancak güçlendirilmiş bir toplumla başa çıkabileceğini belirtiyor. “Kendi güvenliğimizi sağlamalıyız” diyen uzmanlar, bireylerin ve ailelerin de bu konuda adımlar atmasının gerekliliğini ifade etti. Özellikle kırsal kesimlerde yaşayan insanlar için acil durum planlarının oluşturulması gerektiği de göz önünde bulunduruluyor.
Sonuç olarak, İBB Bilim Kurulu'nun verdiği uyarılar, İstanbul'un deprem riski konusunda alınacak önlemlerin ve kaydedilecek gelişmelerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Şehir sakinlerinin de bu konuda daha duyarlı ve hazırlıklı olmaları gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, deprem gerçeği her an kapımızda durabilir ve buna nasıl hazırlanacağımız, kendi can ve mal güvenliğimiz ile doğrudan ilişkilidir.